Adam Sandler btn filmleri tanıtım

Schecky Moskowitz (Adam Sandler) genç bir komedyendir. Pek başarılı olmayan Schecky bir gün bir gemide garsonluk yapmaktadır. Gemide Dickie Diamond isimli bir komedyen vardır, çok komiktir ve yanında kız hiç eksik olmaz. Dickie her akşam gemide stand up gösterisi yapar ve Schecky onu çok kıskanır. Ayrıca Dickie Schecky'e bir şans bile vermez. Ancak Dickie banyoda kilitli kalınca işte o zaman komedi bölümü boştur, şimdi Schecky çıkacak ve gösterisini yapacaktır ancak pek başarılı olmayan gösterisinin ardından bir de teröristler gemiye saldırır işte o zaman olaylar karışır.






Chazz (Fraser), Rex (Buscemi) ve Pip (Sandler) isimli üç arkadaş The Lone Rangers isimli bir rock grubu kurmuşturlar. Chazz sürekli radyo istasyonuna gizlice girer, fakat bir türlü kendi şarkılarını dinletemez, dinletemeden onu atarlar. Chazz'ın sevgilisiyle ettiği son kavga artık ondan bu isteği daha büyükleştirir. Üçü daha önce gittikleri bir yerden dolayı ellerinde bazı oyuncaklar vesaire vardır. Daha sonra yine istasyona gizlice giren ikili bir kavga yaparlar, Rex oyuncak silahlardan birini çıkarınca oradakiler bunu gerçek sanırlar. Chazz, Rex ve Pip Radyo DJ'ni (Joe Mantegna) gibi vesaire orada çalışanları esir alırlar. Bir süre sonra resmen hayran kitlesi toplayan grubun polislerde onları kimseye zarar vermeden çıkarmak için yollar aramaktadırlar. Fakat kayıt kasetlerinden biri hasar görünce üçlü polisten kasetin diğer kopyasını isterler. Kopyaysa Chazz'ı terk eden sevgilisindedir, oysa sinirinden kaseti çoktan yola atmıştır. Ve memur Wilson (Chris Farley) onu bulmaya çalışır.






Billy Madison(Adam Sandler) zengin bir ailenin çoçuğudur.Okulda zamanında kötü birisi olmuş Billy babasının(Darren McGavin) ondan habersiz oğretmenlerine rüşvet vermesiyle mezun olmuş,ama bunun Billy için iyi olacağı konusunda yanılmış,Billy artık her gün gününü arkadaşlarıyla gün ediyordur.Dergi okuyor,içki içiyor,havuzda yüzüyor,başka insanları(babasıda dahil) rahatsız ediyor ve tabiki penguen hayalleri görüyor,bir gün artık babası şirketi şirketde çalışan Eric`e(Bradley Whitford) vereceğini söyleyince Billynin aklına ilginç bir fikir gelir ,artık okula tekrar başlayacaktır.Okulda iyi giden Billy bir öğretmene(Bridgette Wilson) aşık olmuştur,bir çok dost edinmiştir fakat Eric in onun hakkında kötü planları vardır.






Archie Moses (Adam Sandler) fazla kötü biri olmayan fakat suçlu birisidir.Archienin Rock Keats (Damon Wayans) isimli bir arkadaşı vardır,o Archienin en iyi ve aslında tek arkadaşıdır.Ona güvenen ve tüm sırlarını ona açıklamışdır.Onunla araba çalan Archie onunda iyi para kazanması için onu uyuşturucu işine sokar.Kendisi Frank Colton (Caan) isimli bu uyuşturucu patronuyla çalışan Archie ayrıca çalışanların isimlerinin olduğu bir defterde hazırlamışdır.Archie Keats`ı çok sever fakat tam uyuşturucu işinin ortasında Jack`in veya gerçek adıyla Jack Carterin bir polis olduğu anlaşılır,bu olayla neredeyse Archie o anda yıkılır.Hemen bir silahlı çatışma başlar.Ve biranda Archie Moses ve Jack Keats karşı karşıya gelirler.Jack biranda arkadan ona saldırmak için arkaya döner.Bu sırada Archienin kafasına bir alet çarpar ve bu yüzden kazayla Jacki kafasından vurur.Bunun olmasını istemeyen Archie ordan kaçar.Archienin peşine artık Colton düşmüşdür,bu işi bırakmayan Colton onu hemen öldürmek istemektedir.Jack`se ameliyat sonrası büyük bir şans yardımıyla kurtulur.Orda tanıştığı hemşire Tracyle daha sonra evlenen Jack polislerden bir bilgi alır,Archie bulunmuşdur fakat onu karakola getirmesi için sadece Jacki ister.Jack bunun kötü olduğunu düşünür.Archieyi kelepçeli bir şekilde yanına alırken biranda saldırıya uğrarlar,kendilerini ormanda bulan ikiliyi büyük bir macera beklemektedir.






Happy Gilmore sert birisidir (Adam Sandler), kendisi çoçukluğundan beri babasından hokey öğrenmiştir fakat hayatının büyük bir kısmı babaannesiyle yaşayarak geçirmiştir. Babannesini çok sevmektedir, fakat bir gün babannesini evden atacaklarını öğrenince hemen para bulmaya çalışır ki ev kalsın. Sürekli kavgaları ve doğru dürüst kayamamasından dolayı hokey takımına alınamayan Gilmore bir gün golf uğraşan arkadaşlarının yanına gelir, Happy golf topuna mükemmel bir vuruş yapar. Nadir görülen derecede çok uzağa vurur, ve daha sonra bunu gören bir adam onu turnuvaya sokar, Happy turnuvada mükemmel derecede oynar fakat buna sinirlenen ve eski şampyion olan Shooter McGavin (Christopher McDonald) onu burdan çıkarmak ve onun kaybetmesi için uğraşır. Ayrıca Happy aşık olmuştur.






Robbie Hart (Adam Sandler) çok iyi birisidir, gittiği düğünlerde herkesi eğlendirir ki bunu yapmak zorundadır çünkü o bir düğün şarkıcısıdır. Robbie her düğünde çok iyi bir iş çıkarır, bir gün düğünlerin birinde rastladığı garson Julia Sullivan'la (Drew Barrymore) iyi arkadaş olurlar, ertesi gün Robbie'nin sevgilisinin kendisini terk etmesiyle Robbie bir süre eve kapanır, fakat daha sonra yine de kendine tam gelemese de dışarı çıkar ve işini yapar. Bu sırada Julia evlenecektir, fakat bir gün Robbie ve Julia'nın nişanlısı yalnız kaldıklarında Robbie onun Julia için iyi biri olmadığı anlar, çünkü bu adam Julia'yı fazla sevmeyen çapkın biridir. Bunu Julia'ya üzülmemesi için söylemeyen Robbie Julia'ya aşık olmuştur. Adam Sandler'in kariyerinde iyi bir yerde olan film, Adam'ın albümlerinden birçok şarkı içermektedir.

Robert Boucher Jr. (Adam Sandler) küçüklüğünden beri insanlar tarafından salak muamelesi görülmüş ve aşağılanmışdır fakat bir şey onu çok kızdırsada karşı koyamamışdır, Suyuna zarar vermek. Robert'in yani Bobbynin annesi (Kathy Bates) onu kaybetmek korktuğu için onu evden dışarı çıkmasına bile pek izin vermemişdir, o okula gitmemişdir bile. Bobby annesi eğtiminde büyümüşdür. Hala çocuk gibidir. İşiyse Amerikan Futbol Takımlarına su taşımaktır. Fakat son olduğu yerdende atılır, çünkü koç takımın ilgisinin onda toplandığını söyler. Bobby iş arar ve sonunda bir iş bulur, uzun zamandır kazanmayan bir futbol takımına katılır, fakat onlara verilen suyu görünce işi bedavaya yapmaya başlar. Bobby ile daha ilk günde alay edilir, suyu mükemmel anlayan Bobby onunla alay edildiğinde gözünün önüne bügüne kadar onunla ala etmiş her kes gelir. Buna dayanamayan Bobby mükemmel bir atlayışla onu yere serer, daha sonra bin defa özür diler fakat koç bunu beğenmiş onun tam bir Amerikan futbolcusu olacağını düşünmüşdür.Koç Bobbynin annesiyle konuşur.Annesi kesinlikle olmaz deyince Bobby gizli gizli futbol oynar ve ayrıca sevdiği bir kadın Vicky Valencourt (Fairuza Balk) geri dönmüşdür.






Sonny Koufax (Adam Sandler) sıradan bir hayatı olan,biraz çoçuk gibi yaşayan birisidir.Bir iş bulmamışdır daha doğrusu aramamışdır.Sonny hep aynı yerden yemek sipariş eder,siparişleri getiren italyan Nazo(Rob Schneider)`sa en iyi arkadaşıdır.Sonny bir gün artık sevgilisinin onu sevmemeye başladığı düşünmektedir.Bunu önlemek için fırsat ayağına gelir,daha yeni kız arkadaşına evlenme teklif etmiş ve geçen gün doğum günü partisini berbat etmiş avukat arkadaşı Kevin (Jon Stewart)`in çocuğunu sabah kapıda bulur.Julian isimli bu çocukdan Kevinin haberi yoktur,Sonny hemen Kevini arar,ve Barselonalı bu kadının çocuğunun Kevinden olduğunu yazdığı notu onun için okur.Kevin hemen yurt dışına gitmek zorunda olduğundan hatta o an havalanında olduğundan hemen uçağınar biner,Sonny`e çoçuğun babasının kendisi olmadığını söyler.Sonny sevgilisinin onu daha bir geleceğe karşı planlı vesaire hissetmesini sağlamak için çocuğu evlatlık alır,kendisini Kevin diye tanıtan Sonny,artık çocukla sevgilisinin evine gider.Fakat kötü haberle karşılaşır sevgilsi artık başka bir erkeğe aşık olmuştur ve aynı adam Sonnyden daha disiplinlidir.Julianla yaşamak pek kolay değildir,çünkü Julian yatağını ıslatır,sütü döker,Sonny artık iki kişilik yemek hazırlamalı ve hatta hokey maçı yerine Kanguru Dansı izlemek zorundadır,buna fazla dayanamayan Sonny çocuğu geri vermeye karar verir.Fakat bunun zor olduğunu söylerler.Sonny bunun için babasını arar ve babasındanda kötü tepkiyle karşılaşır.Sonny artık Julianla baş başadır.Sonny nerdeyse Juliana babalık yapar,ona beyzbol vesaire öğretir.Bir gün Sonny bir gün parkta bir kadınla tanışır(Joey Lauren Adams),bu kadınla biraz yakınlaşır.Bu sırada Julian artık okula gidiyordur.Fakat okulda Sonny`nin başına başka bir dert olucaktır ama olaylar bununla yetinmeyecek iş en sonda mahkemeye gidecektir.







Filmin konusuysa cehennemden iki şeytan kaçar ve bu Baş Şeytanın gittikçe yok olmaya başlayınca Nicky isimli yarı şeytan yarı melek dünyada da iyi ve kötülüğün derecesi bozulmaması ve babasının yok olmaması için dünyaya gider. Bir köpek de ona arkadaşlık edecektir. Şimdi yapması gereken bu iki tane abisini bulmaktır fakat bu o kadarda kolay olmayacaktır. Çünkü Nicky o kadarda becerikli değildir.






Preston Blake Blake Medianın başkanıdır ve dünyanın en zengin adamlarından biridir.Fakat sürekli heyecanlı şeyler yaşayan Blake son işi Everest dağında tırmanması pek başarılı olmaz ve hayatını kayb eder,ailesinden pek birinin olmadığı belli olan Blake`yi bu mirası kime bıraktığı bilinmesi için hemen araştırmaya başlar,özellikle şirketin başına geçmek isteyenler vardır.Tabi gazetecileride bu olay ilgilendirmektedir.Ve sonunda sadece bir kişi bulunur ailesinden: Bay Longfellow Deeds (Deeds çeviride fedakarlık demek).Kendisine sadece Deeds(Adam Sandler) demesini seven bu adamı bir kasabada bulurlar. Kasabanın en sevilen adamlarından olay Deeds tebrik kartları yapar ve bunu kendi pizzacısında okur, oldukça iyi birisi olan Deeds `i zaten her kes çok sevmektedir.Ona tüm olay anlatıldıktan sonra Deeds onlarla birlikte şehre gelir ve gördüğü gibi mükemmel bir evde yaşamaya başlayacaktır,Deeds geldiği ilk günden çalışanları pek rahatsız etmemekte ve hatta onlarla çok iyi bir dost gibi davranmaktadır.Ancak şirket olayının yanı sıra bir gazateci (Winona Ryder) olan Babe Bennet ona kendisini daha iyi birisi gibi tanıtır ve kendisininde bir kasabadan olduğunu söyler fakat gitdikçe işler karışmaya başlar.

(Spoiler) Dave Buznik(Adam Sandler) çok sakin,terfi edilemeyen ve tüm sorunları içine atarak kimseye bir şey söylemeyen iyi bir işadamıdır.Sevgilisineyse bir türlü evlenme teklif edememektedir,bir gün iş için uçakta giderken büyük bir yanlış anlama sonucu Dave mahkemeye yollanır,mahkeme kararıyla aslında hapis onun için uygun görülür fakat birden içeri Dr.Buddy Rydell(Jack Nicholson) girer,aynı adam uçaktada Dave`in yanında oturmuştu.Yargıç ve Buddy bir süre konuştuktan sonra Dave`ın öfkekontrolu tedavisi almasına karar verilir.Dave`in tek isteği hayata geri dönmek olsada uzman doktor Buddy onu pek rahat bırakmayacaktır,bunlarda yetmezmiş gibi Dave`in hayatını öğrenmek için onunla yaşamaya başlar.Buddy hayatının her yönüyle öfke saçar.Dave`se ne yapacağını bilmemekte hayatıysa gitdikçe kötüye gitmektedir.






Henry Roth (Sandler) tanıştığı her kıza kendisini başka bir meslekten tanıtan ve bir süre aynı kızla çıkan bir çapkındır.Henry aslında bir veternerdir,deniz altı hayvanlarıyla ilgilenen ayrıca insanlarında yarasını dikmektede iyi olan birisidir.Bir gün bir adaya gitmek zorunda olan Henry arkadaşlarıyla gider.Fakat genelde en iyi arkadaşı olan Ula ile(Schneider) daha çok zamanını geçirir.Henry bir gün bir kafeye girer.Daha sonra Lucy Whitmore(Barrymore) diye bir kızı arkasında görür.Hemen kızla tanışan Henry ,Lucy gitdikten sonra ordakilerden ondan uzak dur diyenlere rastlar.Bunu anlamayan Henry yarın yine Lucy`i burda görünce selam verir fakat aldığı yanıt pek iyi olmaz,Lucy sanki onu ilk defa görüyormuş gibi davranır.Olanları anlamayan Henry ,daha sonra garip bir gerçeği öğrenir.Lucy bir gün bir kaza geçirmiştir yanında babasıda olan Lucy ağır yaralanmıştır,ve daha sonra başına gelen olay artık her 24 saatte bir hafıza siliniyor,o gün o olay öncesine dönüyordur.Bu duruma şok olan Henry ,Lucy`nin babası ve kardeşi onu sevmesede yinede o Lucy`le ilgilenir.Lucy`i doktora(Aykroyd) yine götürsede sonuç yine kötüdür.Daha sonra Henry`nin aklına garip bir fikir gelir,Henry artık bu kazadan sonra olanları bir kasete kayd eder,tabi kendisinide,her gün bu kaseti ona izletir,gitdikçe çıkmayan başlayan ikili,Henry Lucy`e olanları hep kasete eklemeye devam eder.






Paul Crewe (Sandler) zamanında şike yaptığı iddalarından dolayı artık futbol oynamayan eski bir amerikan futbolcusudur.Bir gün sevgilisinin verdiği partide çok içtikten sonra onun arabasını alarak gider ve bu yüzden tutuklanarak hapse gider.Hapise girdiği andan özellikle bir gardiyan tarafından hiç hoş karşılanmayan Paul ,hapisin beklediğinden dahada kötü olduğunu düşünsede,burda hemen arkadaş edinir,Farell Caretaker (Rock) gibi.Bir süre sonra Paul`u yukardakiler yanına çağırır.Ve şimdi Paul uzun zamandır yapmadığı bir şeyi yapmalıdır,futbol oynamayı.Paul burda gardiyanlar ve mahkumlara karşı oynanılacak oyunda olacaktır,ve takımla ilgilenecektir.Bu olayı hiç hoş bulmayan Paul yinede hapishanede iyi oyuncular toplayarak işini yapmak ister.Yardımcı olarakda Caretaker`i seçer kendine.Ayrıca ona koç Nate Scarborough (Reynolds)da yardımcı olacaktır.Fakat mahkumların kazanmasını istemeyenlerde vardır,ve bu olay Caretakerin ölümüyle sonuçlanır






Michael Newman isimli kahramanımızın işlerine yoğun bir zaman ayırarak ailesini ihmal etmesi sonrasında her alete kumanda edebilen sihirli bir "Uzaktan Kumanda" cihazı ile hayatının da belirli bölümlerini bu kumanda aleti ile idare etmeye çalışması sonucu ortaya çıkan trajikomik durumlardır. Film herşeyin çalışmak ve kariyer olmadığını anlatan sürükleyici bir komedi.

Charlie Fineman (Adam Sandler) için artık her şey bitmişdir. Karısı, üç kızı ve aile köpeklerini 11 Eylül Olayı'nda kaybetmişdir. O eski kolej arkadaşı Alan Johnson (Don Cheadle)`un yanına gelir. Alan`ın hayatda en iyi şeyleri vardır: iyi bir iş, güzel ve iyi bir karısı ve güzel çocuklar. Alan Johnson bir dişci, Charlie Fineman sa eski dişci. Alan`ın herşeyi olsa da nedense kendisini bazen mutsuz hissetmektedir. Hatta bazen depresyona gireceğini hissetse de bir gün Charlie gelir. Charlie Fineman oldukca garip biridir, artık hayata küsmüştür neredeyse fakat Alan Johnson onu hayata geri döndürmek için elinden gelen her şeyi yapmaya hazırdır ve daha sonra garip maceralar dolu hikaye başlar.






Charles "Chuck" Levine (Adam Sandler) ve Lawrence "Larry" Valentine (Kevin James) iki tane Brooklyn itfaiyecisidirler,onlara göre yangın dövüşçüleri.Chuck kadınları çok seven çapkın birisidir.Larryse yalnız bir babadır ve kızını gerçek bir kadın yapmak istemektedir.Fakat oğluysa biraz korkak ve Larry`e göre kız gibidir.Bunun sebebiniyse karısının ölümünde görmektedir Larry.Larry biriyle evlene bilir fakat hiçbir kadının onun çocuklarının geleceği için iyi olacağını düşünmemektedir.

Fakat bir gün yanmış evin içinde Chuck`u Larry onun üzerine düşecek olan duvarlardan kurtarır.İkisininde hayatı tehlikeye girer.İkiside gözlerini hastanede açarlar.Ve biranda Larry`nin son kez neden hastanede olduğu(karısının ölümü) onu kötüleştirir.Larry artık bu itfaiyecilik işini bırakması gerektiğini çünkü bunun çok tehlikeli olduğunu düşünür.Larry bir şekilde çocuklarına miras kalmayacağınıda öğrenince çocukları için para bulmak ister.Larrynın aklına garip bir fikir gelir,Chuckla "evlenmek".Chuck Larry onun hayatını kurtardığı için onun ilginç planını uygulamak zorundadır.Larrynin planı tutarsa bu işte ekstra parayla kar edecek ikili iyi para yardımı almak için,eşcinsel çift rolüne girerler.Chuck kadınlara olan ilgisini göstermekle biraz işleri tehlikeye sokar.Eşcinsel rolleriyle iyi bir para alacaklarını düşünen ikilinin belasıysa onları izleyen bir bürokrat(Steve Buscemi) olacaktır.Aynı adam sürekli Charles ve Larryi takip etmeye başlar ve onların eşcinsel olduğunada inanmamaktadır.Lawrence bu olay için güzel avukat Alexi(Jessica Biel) tutar.Alex onlara resmi olmadan olmaz deyince mecburen Chuck ile Larry evlenmek zorunda kalırlar,garip bir bir japon adam (Rob Schneider) onları evlendirir ve bu düğün sonrasında işler istedikleri gibi gideceğini düşünürler fakat yanılıyorlardır.Clinton Fitzer isimli bu bürokrat tüm gazetelere ve her yere bu ikiliden bahs etmişdir artık her kes Chuck ile Larrynin eşcinsel olduğunu düşünmeye başlar.Fakat özellikle Kaptan Phineas J. Tucker(Dan Aykroyd) bu olaya kızmış olsada bunun gerçek olmadığını düşünmektedir.Bu arada Chuck Alexe aşık olmuşdur.






Kurşunların havada uçuştuğu bir ortamda, Mossad Ajanı Zohan (Adam Sandler), , komando eğitimi almış, her türlü silahı kullanacak yetkinlikte, yükseklerden atlayıp sıçrayacak kadar da hünerlidir. Operasyondan operasyona koşturan kahramanımız günün birinde asıl isteğinin saç kesmek olduğunun farkına varır. Kendini ölmüş gibi göstererek soluğu New York’ta alır. Saç stilisti olarak kendine müşteri bulmakta zorlanmaz ama sorunlar da peşini bırakmaz.

%100 bnm yapımm dr:D

aferim.